Kanlı bakışlarından korkup kaçacak delik aradığım Şah Mahmet benim geleceğimdi; büyüyünce benim de onunki gibi kan çanağı gözlerim, güldükçe parlayan altın dişlerim, kuşağımın arasından görünen tabancam, yastığımın altına yerleştirmeden yatağa girmediğim dua işlemeli kamam olacaktı... Ben de çöp sokup dişlerimi karıştıracak, dilimi dişlerime değdirip cıyk cıyk edecektim... Şah Mahmet’in öyküsü anlatıldıkça içimdeki ona ulaşılmazlık duygusu daha da derinleşiyordu.