“Efendim sizi tanımayan var mı? Hoş geldiniz. Sizi akşam vakti buraya kadar getirttiğimiz için kusura bakmayın. Belki tanıdığınız biri olabilir.” Tokalaşıp, “Buyurun efendim, şöyle oturun.” diyerek, masa yanındaki koltuğu gösterdi. Yıldırım’ın şaşkınlığı vücut diline de yansımağa başlamıştı. Doktorun üzüntülü olduğu ortadaydı. Akşam saatlerinde Manisa’dan İzmir istikametine doğru gelen anne ve kızı virajı alamayarak şarampole uçmuşlar… ulaşmak istedim.” dedi. Bir ara göz göze geldiler. Yıldırım soğuk terler bırakmaya başladığında doktor kalın sarı zarfı Yıldırım’a uzattı… Yıldırım sessiz kalmıştı, bir hamleyle zarfı aldı. Zarfın üzeri özenle yazıldığı belliydi. Büyük düzgün harflerle Şair-Yazar Yıldırım Akın’a verilmek üzere diye yazılmıştı.