Ilgın Keskin, yaşadığı onca şeye rağmen güçlü olmaya ve ayakta kalmaya çalışan bir kızdır. Daha doğrusu; Kimsesizliği iliklerine kadar hisseden, Ruhunu kalabalıkta kaybetmiş, Kutsal saydığı topraklara zayıf yanlarını gömmüş, Babasının bıraktığı acı dolu izleri görmezden gelmeye çalışan beş yaşında bir kız çocuğu gibidir hâlâ. Öyle ki, benliği yenilgiyi reddeder ve canı yansa da yaşamaya inatla devam eder... Bir gün, güvene olan açlığı büyük bir hata yapmasına neden olur, yitirdiklerinde kaybettiği ruhunu bulup yeniden başlaması gerekir. Acaba bunu başarabilecek midir? Bu, grinin içinde kendini buluşun, siyaha karışmış harelere hapsoluşun ve karanlıkta silikleşmeye mahkûm kılınmışlığın hikâyesidir. Sonunda ne olacağı ise tek bir kelimeyle anlatılabilir; meçhul...