Ben Roma’yım... Sen benimsin... Artık Roma’nın metresisin. Şarkıya kulak verin, namlı bir dönemin kapanışını anlatıyor. İlk yüzyıl... Roma... Entrika, sır ve ihanet bu şehrin diğer adı. Sarayda herkes İmparator’un gölgesinde, korku içerisinde, tehlike en deliksiz uykuda bile duyuluyor. İmparator Domitianus’ın şeytana ispatlayacakları var. Lepida Pollia son oyuncağından sıkılmış, ölüme yollarken, yenisini arıyor. Gladyatör Arius hayatı, onuru ve aşkı için son kez arenaya çıkıyor. Ve Yahudiye’den Roma’ya gelen Thea şehrin son günlerinin şarkısını söylüyor. İmparator Domitianus’u yok etmek isteyen çok: İntikam dolu bir gladyatör, hırslı bir senatör, yaralı bir asker, korku dolu bir yetim, bir Vesta rahibesi. Paranoyak dahi Domitianus’un hayatı tek kişinin dudakları arasında: Roma’nın Metresi’nin. Kölelikten efendiliğe, kan ve ihtirasla yazılmış bir aşk öyküsü. Uzun zamandır okuduğum en iyi kitap. -Diana Gabaldon- Yürek burkan bir hikaye... Canlı bir gösteri gibi. -Kate Furnivall- Eşsiz, etkili ve güçlü. -John Shors-