Türkiye’de 1980’li yıllarda başlayıp, 1990’lı yıllarda çeşitlenen ve yaygınlığı artan, 2000’li yıllarda ise rafineleşen tüketim kültürü. Ve onunla birlikte gelişip, büyüyen reklamcılık sektörü. Neo-liberal politikalarla hayata geçen ticari medya. Neo-liberal politikalarla akışkanlaşan sermaye ve mallar/hizmetler. Ve ulus aşırı şirketlerde çalışan ve tüketim nesnelerine, hem sahip olan hem de onları yaygınlaştıran yeni orta sınıf. Reklam metinlerinde ürün ve hizmet tanıtımlarının, imajlar ve göstergelerin gerisinde kalması. 28 Şubat Süreci’nde bir bankanın, gerçekleştirdiği şirket evlenmesini kamuoyuna bir İstiklal Savaşı gazisinin ağzından duyurması: Gün Birlik Günü . Ya da aynı dönemde bir gömlek markasının, Ata’mızla da Yaka’mızla da Gurur Duyuyoruz diye seslenmesi... Baudrillard’ın savunduğu gibi göstergeler ve imajları postmodern dönemde tüketiyorsak, 1930’lardaki reklam metinlerinde neden Türklük vurgusu yapılmaktadır? Diğer bir deyişle, reklam metinlerinin özellikleri nelerdir? Salt ürün/hizmet tanıtan metinler midir? Kültürel metinler midir? İdeolojik metinler midir? Ya da reklamcılık salt ekonomik bir sektör müdür? Ya da bunların tümü müdür? Reklam metinlerinin ve reklamcılık sektörünün tarihselliği var mıdır? İşte Reklam Kültür Toplum’daki konular, bu sorulardan hareketle seçilmiştir.

Benzer Kitaplar