İkimize son bir şans tanıyamaz mısın? Hikâyemizde sayfalar dolusu yer var, biz daha bitmedik. Unutkanlığını bilirim. Sana ilk gelen ben olmuştum, n’olur hatırla. Güya son gelen de ben olacaktım. Biletimi bile aldım, sabah dokuz buçukta yola çıkacağım. Hardal rengi bluzumun üstünde siyah sırmalı bir yelek aldım, onları giyeceğim. Altına da kot. Hem sade hem gösterişli olur diye düşündüm. Seni çok düşündüm. Aklım sıra bu şehri sıyırıp geçecektim. O zamanlar hayatı cebimde zannediyordum. Oysa onun cebinde susam tanesinden bile küçükmüşüm. Toyluk işte... Limanlardan gemilere yüklenen mevsimlermiş meğer. Bir sokağın kuytusunda dilimin rutubet bağlayacağını, kelimelerin küfleneceğini düşünemedim, bilemedim...