Onları yalanlarından mahrum bırakırsan kendilerini yok ederler. Willux’un ölümü ve Partridge’in Pürler’in başına geçmesiyle Kubbe’nin dışındaki kül ve dumanın arasında ilk kez umut yeşermeye başlıyor. Dışarısı ve içerisi arasında nihayet eşitlik sağlanacak, Willux’un yalanları açığa çıkacak, bir devrim olacaktı. Ancak gücü elde tutmak, kazanmak kadar kolay değildir ve hatta çoğu zaman güç, temeli yalanlar üstüne atılmış bir inşaattan ibarettir. Partridge’in yeni görevi hayal ettiğinden çok daha karmaşık ve tehlikeli olacak. Kubbe’nin içinde iktidar mücadelesi sürerken dışarıda Pressia, Bradwell, El Capitan, Helmud ve diğerleri Evveliyat’a dair ipuçlarının peşinden gitmeye devam ediyor ve yaşam mücadelelerini sürdürüyorlar. Ya Kubbe bu savaşlarında onların arkasında olacak ya da Pressia’nın üvey kardeşine olan inancı boşa çıkacak ve Partridge bir Willux olduğunu gösterecek. Eski müttefi kler düşmana dönüşürken dünyanın kaderi şimdi eskisinden de belirsiz. İnsanlık bir kez daha kıyımı ve vahşeti mi seçecek yoksa yıkıntının küllerinden kendine yeni bir dünya mı kuracak? Pür ve Füzyon’dan sonra Tutuşma ile dünyanın kaderison kez belirleniyor.