Birini sevmek için başkasından izin almaya gerek yok! Birazdan açılacak olan Prova Odası’nın mavi koton kadife perdesinin ardında, hiçbir zaman dilimine sığmayan, hiçbir ülkenin hiçbir yerinde yaşayan ve hayatlarını bir “hiç” uğruna boşa geçirmiş kahramanların hikayelerine konuk olacaksınız. Kendilerine yeni bir geçmiş yazma çabası içindeki iki adamın, prova aynasına yansıyan büyük sırlarına tanık olacaksınız. Aynalar yalan söylemezler ama hayatı tersten gösterirler! Bu yüzden birazdan öğrenecekleriniz aslında hakikatin tersten okunuşu da olabilir. Dilerseniz okumaya başlamadan önce aynaya bir kez daha bakın. Zira sayfalar son bulduğunda aynanın aksinde sizi sorgulayan kişi başkası olacaktır. Hatta aynadaki kişi siz bile olmayabilirsiniz artık. Hadi buyurun: Prova Odası’nın gümüş varaklı taş aynası sizi bekliyor. Bakalım benliğinize giydirilenler mi gerçeğiniz yoksa diğerlerinin size biçtiği kimliklere özenip bedeninizi ödünç benliklerinizin ardına mı saklıyorsunuz? Sadece görerek ve duyarak değil, dokunarak, koklayarak ve tadarak da yaşamayı öğrenmek lazımdır. Zira hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Unutmamalıdır ki: Birini sevmek ve ona dokunmak için başkalarının iznine ihtiyaç yoktur. İki kişilik bir aşk, kalabalıklarla yaşanmamalıdır...