Edebiyat değişim için bir oluş gücü sunabilir mi? Dünyayı temsil etmeye çalışmak yerine, bizzat yaşamı genişleten sınırlarla başka dünyalar yaratabilir mi? O halde edebi bir ürün, bir temsilin sergilendiği bir sahne değil, bilakis bir üretim süreci olarak ele alınabilir mi? Yaşamdaki farklılaşma güçlerinin olumlanması olan yaratıcılığa, bu mükemmel anlamı yeniden verilebilir mi?