Can Yücel, kişinin imgesini onunla girdiği içsel ve izleyenlerce her zaman anlaşılmayan bir diyalogla kendisine (üstelik en olmadık yerinden) doğurtabiliyordu... Birine adanmış ya da birini anlatmak için yazılmış bu şiirleri okurken bütün bu özellikler düşünülürse alınan zevk, olağanüstü olacaktır. Herhangi bir insanın, tanımlı varlığı ile imgesi arasında bir çelişki olması Can Yücel'in gözettiği bir mizah ilkesidir. Ancak pek çok şiirinde bu ilişkiyi keskin bir karşıtlık olarak yorumlamaz. Aksine, imge ve varlık arasında birbirini karşılıklı olarak yeniden yaratan bir ilişki bulunması, dolayısıyla bir çelişkiden çok, onu da içermek üzere anlamlı bir bağıntı kurulması gerektiğine karar vermiştir. Bu kısa yazıda, söylediklerimi örnekleyecek şiirler kullanmadım. Belki bu ipuçlarını değerlendirerek okuyucunun Can Yücel şifrelerini çözmeye çalışması, çok daha keyifli olacaktır. Yarattığı o kocaman ve yürekli şiir dünyası için ona teşekkür etmenin yollarından biri de bu olsa gerek... Aydın Çubukçu