Yaşadığımız bunca olumsuzluğun, kafa karışıklığının, birbirini anlayamamanın, birbirine karşı aşılmaz duvarlar örmenin bir nedeni olmalı. Bazıları, tüm bu olumsuzlukları çevresel/toplumsal koşullara bağlasa da Kaan Arslanoğlu böyle düşünmeyenlerden. Her insanın değişmeyen ya da çok zor değişen bir genetik yapısının olduğunu, asıl belirleyici unsur olarak bunun göz önünde bulundurulması gerektiğini ileri süren Arslanoğlu, çevresel koşulların olsa olsa halihazırdaki mevcut genetik yapının eğilimlerini güçlendirdiğini ya da zayıflattığını savunmakta. Hem de en ağır eleştirileri alma pahasına... Bu görüşlerini kendisinin ya da başkalarının yaşadığı somut olaylar üzerinden temellendiren yazar, kendisiyle birlikte herkese aynı soruları yöneltiyor: Yaşanan bunca olumsuzluğun kaynağı ne olabilir? İnsan, evrimini tamamlayamamış bir varlık mı? En aydın geçinen çevrelerde bile zaman zaman görülen tutuculukların, hırçınlıkların, ayak oyunlarının nedeni ne? Eğitimsiz ve yoksul halk kitlelerinin, kendilerine yardım eli uzattığını ileri sürenlere yüz çevirmesi nasıl açıklanabilir?

Benzer Kitaplar