Takıntılı ve huzursuz kâtip Laarmans, aniden kendini iş hayatının içinde bulur: Huzur dolu çalışma ortamından sonra peynir tüccarlığı, riskler, düşünülmesi gereken pek çok şey... 1930’ların Anvers’ini, şehrin kriz içindeki orta sınıflarını eğlenerek anlatan Elsschot, Peynir’de sonradan çok işlenecek küçük insan tipinin ilk örneklerinden birini veriyor. Yazarın sonraki kitaplarında da boy gösteren Laarmans, kimi eleştirmenler tarafından Italo Svevo’nun Zeno’suyla karşılaştırılmıştır. Yazılışından seksen yıl sonra Elsschot’un anlattığı basit olaylar hâlâ güncel, çizdiği karakterler capcanlı; herkeste bir parça Laarmans’lık var ve Peynir mizahi bir başyapıt.