“Sinemanın İstanbul’daki birinci dönemi 1896’da başlar ve 1922’de sona erer. Bu dönemde, seyyar sinemacılar, yeniliğe açık tiyatro işletmecileri ve yöneticileri olumsuz koşullara karşın (elektrik şebekesinin yokluğu, sansür vs) sinemanın tanınmasına ve sevilmesine ön ayak oldular. Meşrutiyet’in ilanından sonra (1908) seyyar gösteriler yerini Pera’daki sinema salonlarına bıraktı. Bu salonların yöneticileri mesleğini seven, yenilikçi ve başarılı kişilerdi. (...) Rumlar, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Pera’daki sinemaların izleyici kitlesini oluşturdu. Ayrıca yabancı film ithalatı ve temsilciliği ile sinema (gösterim) makineleri ithalatı ve sinema yöneticiliği gibi birçok alanda çok başarılı çalışmalar ortaya koydular.” (Yorgo Bozis, “Giriş” yazısından)