Orwell söz konusu olduğunda biçem, insandır. George Orwell’ın umarsızca yoksul ve yoksun olanlar arasında geçirdiği zamanın bu canlı anlatısı, okuru toplumun en aşağı katmanında sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor. Henüz otuzuna gelmemiş gayretli bir yazarken kaleme aldığı bu kitap, Orwell’ın geceleri tahtakurusu dolu otellerde ve en düşkün berduş yatakhanelerinde kalarak; Paris’te bulaşıkçılık yaparak; artıklarla, sigara izmaritleriyle geçinerek; düşler kuran bir kaldırım ressamı, açlıktan ölmenin eşiğinde bir eski Rus subayı vb. düşkünlerle birlikte yaşayarak yoksullukla ve ‘modern vahşetlerle’ ilk kez karşı karşıya gelişini belgeler. Orwell’ın sert ve ‘insan’ kalemi; işsizliğin, yoksulluğun ve açlığın dünyasını yani dünyamızı tüm çıplaklığı ve vahşetiyle gözler önüne seriyor.