Frances Stonor Saunders’in yazıp, Ülker İnce’nin çevirdiği, Parayı Verdi Düdüğü Çaldı’yı okurken sık sık 1950’li, 60’lı yıllarda, Farfield, Ford, Rockefeller ve Fullbright vakıflarının burslarıyla Türkiye’den kimler gitti acaba ABD’ye, diye düşündüm. Birini bulsam da konuşsam… Dünyanın en zengin, en saygın vakıflarının CIA için paravan görevi yaptıkları kimin aklına gelir? Soğuk Savaş’ın civcivli günlerinde ABD, Batı Avrupa’da gizli bir kültürel propaganda programına büyük miktarda para ayırmıştı. Bu programın ana özelliği, böyle bir programın olmadığı iddiasıydı. Amerika’nın Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) bu programı büyük bir gizlilik içinde yürüttü. Kültürel Özgürlük Kongresinin otuz beş ülkede bürosu vardı. Kongre yüzlerce personel çalıştırıyor, yirminin üzerinde saygın dergi yayımlıyor, resim sergileri açıyordu; bir haber ve film servisine sahipti; tanınmış kişilerin katıldığı uluslararası toplantılar düzenliyor, müzikçilere ve ressamlara ödüller dağıtıyor, konser ve sergi olanakları sağlıyordu. Tek amaç uzun zamandır Marksizm ve Komünizme yakınlık duyan Batı Avrupa aydınlarını yavaş yavaş “Amerikan tarzı” bir bakış açısına sığdırmaktı. Meğer CIA’nın en etkili silahı Encounter dergisini okumak için boşu boşuna abone parası ödemişim yıllarca. İstersem bedava gönderirlermiş. Fransa’da yayımlanan Preuves dergisini almak için Hachette dükkanlarına taşınıp durmuşum. Meğer Jean-Paul Sartre’ın Les Temps Modernes dergisini madara etmek için çıkartıyorlarmış. Hey gidi Bertrand Russell, hey gidi George Orwell, hey gidi Ignazio Silone, hey gidi Stephen Spender, hey gidi Arthur Koestler!...

Benzer Kitaplar