Köpek Diyojen bu diyaloglarda; İskender ile konuşurken, Platon’a sataşırken ya da Pazar yerinde elinde fener dolaşırken örtük veya açık bir şekilde hep aynı mesajı verir: En fazla şeye sahip olan kişi en az ile yetinendir. Başkalarının önemli, gerekli gördükleri Diyojen için yüktür; ölçülülük etiği, sadelik ve yeterlilik olmaksızın yaşamak hem doğaya hem de varlık olarak kendine aşırı yüklenmektir ona göre. Basit bir yaşamın peşinde koşmakla kalmayan, bizatihi yaşayan bir figürdür. Bu sebeple birçok kişi ve kurumu rahatsız etmiştir. Ve belki de tam da bu nedenle herhangi bir yazılı eseri günümüze ulaşmamıştır. Bu diyaloglar, Diyojen’in müstehzi bir tavırla sunduğu basit yaşam anlayışını son derece açık bir şekilde ortaya koymaktadır. “Kitaptaki diyaloglar her ne kadar antik Atina’da geçiyor olsa da, herhangi bir tanesini alıp günümüze uyarlamak hiç de zor değil. Diyojen’i evsiz, alışveriş merkezlerinde yemek arayan birisi olarak, Büyük İskender’i belediye başkanı olarak, Platon’u bir profesör olarak düşünebiliriz. Karakterin antik ya da postmodern olmasının ötesinde, bu metin Diyojen’in içgörüsünün derinliğini bize gösteren bir vasiyetname gibidir.” William Desmond’un ifadesiyle: “Bu yarı-sokratik trajedi, Diyojen’in basitlik, ölçülülük ve doğallık fikrinin oligark sistem tarafından kabul edilemeyecek kadar devrimci ve sonsuza kadar susturulamayacak kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor.”

Benzer Kitaplar