Rusya, Avusturya, İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devleti’nin Rumeli toprakları üzerinde ayrı ayrı emelleri vardı. Bu hedeflere ulaşabilmek için bütün yüzyıl boyunca değişmeyen bir formül uyguladılar: Önce Rumeli’deki Hristiyan halk kışkırtılarak ayaklanma çıkarılırdı. Osmanlı Devleti’nin gücü ayaklanmayı bastırmaya yeterli olsun olmasın yabancı güçler işe karışır, gidişata müdahalede bulunur ve bölgede ıslahat yapılması istenirdi. Islahatın sonucunda ise ilk bunalım döneminde özerklik ve arkasından bağımsızlık talepleri gelirdi. Osmanlı Devleti ıslahata direndiği takdirde ise savaş açılır, bunun sonucunda da yine özerk veya bağımsız devletler ortaya çıkardı. Bu konuda çaba gösteren unsurlardan biri de Bulgarlar oldu. 1870’de Bulgar milli kilisesinin kurulması ile, yeni kiliselerinin otoritesinin ulaştığı yerlerde gelecekteki bağımsız Bulgar Devleti’nin hesapları yapılmaya başlandı. Bulgar komiteleri, Rusya’nın Panslavist tahriklerinin ve yönlendirmelerinin de etkisiyle çete faaliyetlerine girişti. Rusya’nın bölgedeki nüfuzunun artmasını istemeyen diğer büyük güçler de kendi politikaları doğrultusunda yönlendirebilmek amacıyla bu çetelere destek verdiler. Bu ülkelerden kuvvet bulan Bulgar çeteleri yoğun bir faaliyete giriştiler. Bir taraftan kültürel olarak bölgeyi Bulgarlaştırmaya çalışırken, diğer taraftan, çeşitli isyanlar çıkarıp Osmanlı Devleti’nden ayrılmak için uğraştılar. Bu isyan hareketleri esnasında binlerce Müslüman katledildi. Olayların Avrupa basının yansıması ise Türklerin Bulgarları katlettikleri şekilde oluyordu. İsmail Pehlivan’ın, “Osmanlı’da Terör: Bulgar Komitacıları ve Balkanlardaki İhtilal Faaliyetleri” başlıklı kitabı gerçekte neler yaşandığını, Bulgar komitacılarının nasıl vahşi saldırılarla Müslümanları katlettiklerini delilleriyle ortaya koyuyor. Zahmetli bir çalışmanın ürünü olan bu kitap konuya ilgi duyanlar için önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır. Prof. Dr. Vahdettin Engin

Benzer Kitaplar