Osmanlı ve Türkiye Tiyatrosunda Şahinyanlar, Vahan ve Oksen Şahinyan özelinde 100 yıla yakın bir süre boyunca tiyatro sahnelerinde yer almış bir Ermeni sülalesinin hikayesini anlatıyor. Bu insanların yaşamı boyunca, evlerinde her daim tiyatronun olduğunu, ailece tiyatroyu konuştuklarını, tiyatro ile yatıp kalktıklarını gözler önüne seriyor. Ancak, Vahan Şahinyan 1922’de kendisi, ailesi ve çok sevdiği tiyatro sahnesine çıkabilmesi için güvenli görmediği bu toprakları terk eder. Gide gide, eski Osmanlı toprağı olan komşu ülke Bulgaristan’a gider. Oksen Şahinyan da benzer duygularla ülkesini terk etmiş, o da hemen kıyısında bulunan ve o günlerde Türkiye toprağı olmayan İskenderun’a gitmiştir. Vahan ve Oksen’in tercih ettikleri yerlerin niteliği ne kadar birbirine benzemekte: Sınırın öte tarafı. Sanki her şey düzelir de hemen döneriz diye düşünmüşler. Vahan ve Oksen’e ve benzerlerine bunu yaşatan ortamı yaratan olayları sorgulamak gerekmiyor mu? Osmanlı topraklarının her tarafında Ermeni vatandaşların evlerinden koparılıp uzak yerlere gönderilmeleri ile canlarını, mallarını, işlerini kaybetmelerine yol açan 1915-16 yıllarında yaşanan olayların Vahan ve Oksen’i etkilememiş olduğu düşünülebilir mi? Darülbedayi’nin başaktrisi Eliza Binemeciyan’ın, Vahan Şahinyan ile aynı yıllarda ülkeyi terk etmesinden uzun yıllar sonra Refik Ahmet Sevengil’e cevabi mektubunda yazdıkları her şeyi anlatmaktadır: “Bütün hayatım olan tiyatroyu bıraktığım için yaslıyım dersem çok az bir şey söylemiş olurum. Uzun bir süre bu ayrılığın acısını çektim. Beklenmedik birçok olaylarla karşılaşmasaydım sevgili vatanıma büyük sevinçle dönerdim”

Benzer Kitaplar