Yeni Batı toplum düzeninin temeli endüstri veya teknolojiye ve bu bağlamda buhar makinesine dayandırılmaktadır. Bu durumda Türkiye’de de buhar makinesinin ilk kullanılışının yenileşme akımı içinde önemli bir yeri olması kaçınılmazdır. Bu çalışmada buhar makinesinin ve endüstrileşme sürecinin Batı’da ve Türkiye’de aynı özellik ve koşulları taşıyıp taşımadığı sorgulanmakta ve aradaki farklılıkların kaynakları ele alınmaktadır. XIX. yüzyılda Batı’da ortaya çıkan endüstrileşme ve buhar makinesinin kullanımı Batı’nın belli bir dönemindeki konumunu ve koşullarını tanıtmaktadır. Söz konusu koşulları paylaşmadıkça endüstrinin ve buhar makinelerinin Türkiye’de yararlılığı ve işlerliği tartışmalıdır. Osmanlı’da endüstrileşme Batı ile askeri ve siyasi işbirliğinin belirlediği alanlarla sınırlanmıştır. Endüstri ilişkileri ile Doğu’nun soyulması, sömürülmesi amaçlanmamıştır. Bu nedenle Osmanlı toplumunun geleneksel kimliği ve yapısı değişmemiştir. Osmanlı devletinde endüstri ilişkileri ve buhar makinelerinin endüstride kullanılması dünya egemenlik siyasetinin bir aracıdır. Osmanlı’nın tasfiyesinden sonra yeni Türkiye devletinin Batı ile ilişkileri sınırlandığında kendisini tarım ilişkileri ile tanımlaması bu nedenledir. Yeni Türkiye devletinin tarım ilişkileri ile tanımlanması dünya siyasetinden vazgeçtiğimizin bir kanıtı olmuştur.

Benzer Kitaplar