Osmanlı İmparatorluğu’nun 1453’ten beri başkenti olan İstanbul, 17. ve 18. yüzyıllarda dört yüz bin civarında bir nüfusa sahipti. Bu megakent sadece Osmanlı vilayetlerinden değil, imparatorluk sınırlarının ötesinden erkekleri ve kadınları da kendine çekiyordu. Zaman içinde, yeni göç dalgaları, özgür erkekler ve kadınların yanı sıra çoğunu yabancı esirlerin oluşturduğu zorla iskân edilen insanlar kente aktı. Osmanlı İmparatorluğu’nda Kölelik ve Kadınlar, işte bu İstanbul‘umerkezine koyan karşılaştırmalı bir bakışla, kölelik ve sosyal düzenlemelerüzerinden Osmanlı İmparatorluğu’ndaki toplumsal cinsiyet politikalarınıinceliyor. Madeline C. Zilfi, 18. ve 19. yüzyıllarda, özellikle II. Mahmuddöneminin sonuna kadar kadın köleliğinin Osmanlı uygulamasında ne denlimerkezi bir yer tuttuğunu vurgularken, emperyal yönetimin ve seçkinlerintoplumsal üreme mekanizmalarının nasıl vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini de gösteriyor