Geniş bir zaman-mekan kesitinde vücut bulan Osmanlı felsefesi, genel olarak felsefenin özelde ise İslam felsefesinin en seçkin tezahürlerinden biridir. Kendinden önceki etkin felsefe geleneklerinin son derece yaratıcı ve özgün sentezlerini içeren bu felsefe, tevarüs ettiği felsefî imkanları en üst seviyede gerçekleştiren eşsiz bir entelektüel birikimi ifade eder. Bununla birlikte bu birikim, çok katmanlı karmaşık bir yapının etkisiyle henüz gereken ilgiyi görebilmiş değildir.