Geçmişe ve tarihe olan ilginin her geçen gün arttığı günümüzde Osmanlı ile ilgili araştırmaların sayısı sürekli artmakta ve özellikle devletin sosoyo-ekonomik tarihi ile ilgili oldukça önemli çalışmalar yapılıyor ise de, Osmanlı medeniyetini layıkıyla ve yeterince tanıyacak ve tüm dünyaya tanıtacak araştırmalar yaptığımız söylenemez. Oysa Osmanlı arşivleri başta tarih olmak üzere diğer yardımcı bilimlere ait birinci elden kaynak niteliğinde orijinal belge ve birikimlerle doludur. Osmanlı'ya ait bu belkide dünyanın en önemli kültürel hazinesi niteliğindeki birikimin tasnif çalışmaları devletin yıkılışından yaklaşık 80 yıl geçmesine rağmen hala devam etmektedir. Bu sebepledir ki, böylesine büyük bir mirasa ve alt yapıya sahip olan Osmanlı medeniyetinin her yönüyle araştırılması ve aydınlatılması gerekmektedir. Bu çalışma bu düşünce ve amaçlar doğrultusunda hazırlanmıştır. Çalışmada üç kıtaya hakim olan Osmanlı'nın, bunu ne şekilde gerçekleştirdiği ve bu bölgelerde bu kadar uzun bir süre nasıl kalabildiği ele alınmıştır. Bu tespit yapılırken bugüne kadar yapılan birçok çalışmada olduğu gibi devletin sadece siyasi tarihi ve yaptığı savaşlar değil, siyasi ve askeri gelişimine bağlı olarak her devirde ortaya çıkan diplomatik ilişkiler üzerinde durulmuştur. Çünkü Osmanlı diploması tarihinin oluşumunda devletin kuruluşundan itibaren içte ve dışta ortaya koyduğu politik gelişmelerin büyük etkisi vardır ve bu etkinin hangi dönemlerde ne şekilde tesir ettiğini bilmeden Osmanlı tarihini anlamak mümkün değildir. Bu sebeple çalışmada Osmanlı diploması tarihinden bir kesit, yani Osmanlı Devleti'nin batı siaysetindeki baş aktörlerden birisi olan Avusturya ile girdiği politik ilişkiler ve sonrasında yaşanan dipmatik süreç anlatılmıştır. Bu çerçevede Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında 1526 yılında başlayan ilişkiler 1. Dünya savaşına kadar devam etmiştir. Bu süreç içerisinde 1526-1791 yılları arası iki devlet arasında çeşitli diplomatik ilişkiler yaşanmıştır. Bu çalışmada, bu münasebetler üzerinde durulmuştur. Başlıca amacımız, dönemler arası değişen süreçte, diplomaside yaşanan değişimlerin tespitidir. Bunun için dönemin antlaşmaları transkribe edilerek, tahlil edilmiştir. Bunun sonucunda ise, diplomatik ilişkilerin gelişimi ve iki taraf arasında yaşanan siyasi münasebetlerin diplomatik tavır ve davranışlar üzerindeki etkisi ile değişim süreci ortaya konulmaya çalışılmıştır.