İnsan varoluşunu daha iyi bilmek sadece kendi içinde değil, aynı zamanda toplumun gelişiminde belirlediği amaçlan etkilediği için de yararlıdır. Birbirine bağlı bazı antropolojik tasavvurlar nedeniyle, varoluşun amacının bir yandan bireyin serpilmesi, kendi‘nin gerçekleşmesi, öte yandan da, her ne kadar birey için bazı yararları ortadan kaldırsa da, toplumun ilerlemesi olduğunu söylüyoruz. Ancak insan idealinin bu iki değişkesi, insanı toplumsal çevresiyle çatışma içinde gören ve birey ile toplum arasından birinin seçilmesini zorunlu sayan aynı insan tasavvuruna aittirler. Oysa, bu konuyu defalarca yinelemek gerekiyor, başkalarına dağıtarak yokedilebilecek ya da kasasına kapatıp keyfince yararlanılacak bir miras gibi, önceden oluşturulmuş bir kendi yoktur. Kendi ancak ötekilerle ilişkileri içinde ve bu sayede var olabilir,- toplumsal alışverişi yoğunlaştırmak demek kendi ile olan ilişkileri yoğunlaştırmak anlamına gelir. Varoluşun amacı bunlardan biri ya da diğeri olamaz, daha çok kendi ya da daha çok toplum olamaz; bu amaç, Saint-Exupery‘nin dediği gibi, mucizevi saatlerde, insanlarla olan ilişkilerin belli bir niteliğe erişmesi olabilir.

Benzer Kitaplar