Kavimler Göçü’nün neticesinde Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla başlayan Ortaçağ, Avrupa için beraberinde yeni bir etnik, dini ve siyasi yapılanmayı da beraberinde getirmiştir. Siyaset yanında dinin de ağır bastığı/etkili olduğu bu döneme ayrıca Roma’nın mirası, salgınlar, ekonomik krizler ve papalığın dünyevî liderlerle olan mücadeleleri damgasını vurmuştur. Avrupa’da Karolenjiyenlerle birlikte oluşan bütünlüğün geçmişin siyasi ve sosyo-kültürel mirası ile birleşmesi Hıristiyanlığın doğuda ve kuzeyde yayılmasıyla birlikte daha da kuvvetli bir hale gelmiştir. Ancak coğrafyanın da bir getirisi olarak Hıristiyanlık ve onun getirdiği değerler Doğu (Bizans) ile Batı arasında sosyo-ekonomik, politik kültürel değerler açısından farklılıklar da arz etmekteydi. Elinizdeki bu kitap, müellifin yorumlarıyla da zenginleştirdiği söz konusu gelişmeleri ele almakta, Ortaçağ Avrupa toplumunun nasıl ve hangi değerler üzerine şekillendiğini, bunun evrelerini okuyucuya aktararak Ortaçağ kavramına yeni bir bakış açısı getirmektedir.

Benzer Kitaplar