-Ortaçağlar, gerçekten karanlık çağlar mı? Bu yanlış algının nedenleri nelerdir? -Özgün bir Ortaçağ felsefesinden sözetmek mümkün mü? -Ortaçağların, bilim, düşünce, sanat, kültür ve medeniyet tarihine yaptığı katkılar neler? -Ortaçağ, Antik Yunan ve İslâm medeniyetinden nasıl yararlandı, modern dünyaya neleri miras bıraktı? -Çağdaş düşünürler, Ortaçağ'a neden yoğun ilgi gösterme ihtiyacı hissediyorlar? Modernliğin temel paradigmalarının yoğun bir şekilde tartışılmaya başlanmasıyla birlikte Ortaçağlar'a ilgi özellikle Batı dünyasında gözkamaştırıcı bir şekilde artmaya başladı. Ama ülkemizde güçlü bir sosyal bilim geleneği olmadığı ve üstüne üstlük katı pozitivist sosyal bilim algısı hâlâ aşılamadığı için Batı'da Ortaçağlar'a gösterilen ilgi patlamasına benzer bir canlanma Türkiye'de henüz yaşanabilmiş değil. Çağımızın en büyük Hıristiyan düşünürlerinden Etienne Gilson'ın çevirisini sunduğumuz metni, Ortaçağ felsefesine ilişkin bugüne kadar Batı'da ama özellikle de ülkemizde hâkim olan sığ ve önyargılı yaklaşımın ne kadar temelsiz olduğunu çarpıcı ve ikna edici bir dille gözler önüne seriyor. Cins ve sıkı bir düşünür olmasına rağmen ülkemizde hemen hiç tanınmayan Gilson'ın bu metni, Ortaçağ kültürü, düşüncesi, sanatı, bilim hayatı ile Ortaçağ'ın Antik Yunan düşüncesi, İslâm düşüncesi ve modern düşünceyle olan ilişkilerini ortaya koyan bir ilk ve öncü metin işlevi görecek. Gilson'ın ağdalı ve ağır metnini genç bilim adamlarımızdan Şamil Öçal'ın özenli ve başarılı Türkçe'siyle sunuyoruz. Esaslı, kuşatıcı ve asîl bir medeniyet dili ve söylemi kurma çabamızın bir ürünü olarak yayımladığımız Gilson'ın bu metninin, düşünce dünyamızı zenginleştireceğini düşünüyoruz. Etienne Gilson(1884-1978) Strasbourg ve Sorbonne üniversitelerinde görev yaptı. Ortaçağ felsefesi ve ortaçağ felsefesinin modern felsefe üzerindeki etkileri konusunda önemli eserler verdi.