Gazete yazılarının ömrü 24 saattir; çok çok okurun belleğiyle sınırlıdır bu ömür. Yavuz Donat bir gazeteci ve bir köşe yazarı. Ama onu pek çok köşe yazarından ayıran bir özelliği var. O, her şeyden önce bir haberci. Her yazısında okuyucusuna, işlediği konuyla ilgili yeni bilgiler, çoğu kez gazete manşetlerine yansımayan ama haber değeri olan ayrıntılar sunan bir yazar. O, bu bilgileri yorum yapmadan, yan tutmadan, neredeyse bir fotoğraf makinesi nesnelliğiyle aktarıyor okurlarına. Böylesine çok okuru olmasının bir nedeni bu tarafsızlığıysa, bir nedeni de ben bilirim iticiliğini asla taşımayan üslubu, okunması ve akılda tutulması kolay kısa, akıcı cümleleri ve temiz Türkçesi. Yavuz Donat’ın yazılarını okumak bir zevk; hele peş peşe okumak, Türkiye’nin yakın geçmişine yapılan keyifli bir yolculuk. Geleceğe yönelik dersler çıkarabileceğiniz bir serüven. Donat’ın Vitrin inde bu kez, ülkenin, ihtilalin köşesinden döndüğü bir dönem, öncesi ve sonrasıyla 28 Şubat var. Türkiye’yi 24 Aralık seçimlerine götüren günlerden Anasol-D Hükümeti’nin güvenoyu almasına kadar geçen dönemde yaşananları bir kez daha ibretle anımsamak için Vitrin deki görüntüleri incelemek yeterli.