On altı yaşındaki boks şampiyonu Carl Freeman, güçsüzleri yumruklarıyla savunmayı alışkanlık haline getirdiği için bir türlü beladan uzak duramaz. Kimsesi olmadığı için hayatı koruyucu aileler ile ıslahevleri arasında mekik dokuyarak geçen Carl, girdiği son kavgada rakiplerinin hepsini hastanelik edince çıkarıldığı mahkeme tarafından cezasını çekmek üzere dış dünyayla bağlantısı olmayan bir adaya gönderilir. Burası bir evi, bir ailesi ve bir geleceği olmayan çocuk suçluların son durağıdır. Ülkenin uzak bir köşesine kurulmuş olan bu kamp kimsesiz çocuklara merhamet göstermeyen sadist eğitim çavuşları tarafından yönetilmektedir. On sekiz yaşına kadar burada kalmaya mahkum edilen Carl kurallara uyup cezasını çektikten sonra hayatında yeni bir sayfa açmayı planlar, hatta burada yeni arkadaşlar edinip Octavia adındaki gizemli bir kıza âşık olur. Ama acımasız çavuşlar, yorucu eğitimler, ağır cezalar buz dağının yalnızca görünen kısmıdır. Burası aslında gidenin bir daha geri dönmediği, çocukların avlanarak ya da idam edilerek öldürüldüğü, kesimhane denilen gizli bir devlet laboratuvarında denek olarak kullanıldığı bir ölüm kampıdır. Carl diğer çocuklar tarafından avlanmadan ya da kesimhaneye gönderilmeden önce buradan kaçıp dış dünyayı bu adanın varlığından haberdar etmek ve sevdiklerini kurtarmak zorundadır.