Edebi olarak, gerçekliğe en yakın biçimde kurgulanmış ve yeniden yaratılmış yaşamın, insan ruhunun gizli köşeleri ile toplumsal sorunların karmaşık yapısının derinden kavranmasındaki rolü bakımından Rus romancılığı bir zirve olarak kabul edilirse, bu edebî yapının ve atmosferin oluşumunda en önemli kilometre taşı hiç şüphesiz Gogol’dür. Dostoyevski’ye atfedilen ve sıklıkla dile getirilen “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık” sözü kesinlikle rastgele söylenmiş bir söz değildir. Dikkatlice okunursa eğer, Ölü Canlar’da bir ölçüde karikatürize edilen Çiçikov, Manilov, Sobakeviç, Tentetnikov’ların daha sonraları Dostoyevski, Tolstoy ve Gonçarov’un romanlarında çok daha ayrıntılı işlenmiş birer karakterler olarak karşımızda belirdikleri görülebilir: meselâ bir Oblomov, bir Levin vb. olarak…