Neden kitapçı raflarını giderek artan sayıda “kötü kitap” doldurmaya başladı? Neden okur “iyi edebiyat”a sırt çeviriyor? Gün geçtikçe neden daha çok yazar şuh pozlar veriyor? Yayın dünyasında bu ve benzeri soruların giderek daha çok dillendirilmeye başladığını görüyoruz. Sakın kitabın metalaştığı, değerlerin aşınıp her şeyin piyasanın acımasız kurallarına terk edildiği bir dünyanın kaçınılmaz bir sonucu olmasın bu!.. Okumadığınız İçin Teşekkürler adlı kitabında Dubravka Ugresiç, Doğu Avrupalı bir Hırvat yazar olarak çuvaldızı kendine iğneyi dünya kitap piyasasına batırarak, günümüz yayıncılığını mercek altına alıyor ve diyor ki: Eğer Thomas Mann bugün yazmış olsaydı ABD’de kitabını basacak bir yayınevi bulamazdı; ona kitaplarının yeterince seksi olmadığı söylenirdi. Oyuncul ama sert eleştirilerini yönelttiği yayın dünyasında, ajansların, editörlerin, süpermarketlere dönen kitapçıların, dağıtımcıların günümüzdeki durumunu gözler önüne seriyor Ugresiç. Bir kitap fuarını ziyaret eden Joan Collins örneğiyle, yazarların yazarlık meziyetine değil şöhretine, hatta “et”ine bakıldığını, kitap fuarlarının kitapla alakasının kalmadığını, editörlerin yazarların yerine geçtiğini, herkesin yazar olduğunu ve dolayısıyla yazar olmanın anlam ve önemini yitirdiğini anlatıyor. Bakın diyor bütün dünyadaki “çoksatar” listelerine, ilk sıralarda edebiyat yapıtları yerine çok büyük bir ihtimalle bu büyük şovun bir parçası olarak üretilmiş kitapları görürsünüz. Okumadığınız İçin Teşekkürler bir bakıma liberal kapitalist dünyanın kültüre, insana ama özellikle de kitaba ne yaptığının hikâyesidir.

Benzer Kitaplar