Sokaklar, plazalar, alışveriş merkezleri, indirim kuyrukları, evler, kafeler ve sosyal medya hesapları güçlü görünmeye çalışan mutsuz insanlarla dolu. Cep telefonlarımıza kurduğumuz sahte dünyalarımızda her gün çift kamerayla belgeliyoruz sözde mutluluğumuzu. Gülümsüyoruz. Sevgilimiz yanımızda, şahaneyiz. Çay fincanlarımız, şarap kadehlerimiz, kitaplarımız ve güneş kremlerimizle birlikte derin bir aşk uykusundayız. Sonra birden uyku kaçıyor ve ayrılık kapıyı çalıyor. Kimi, bir sosyal medya hesabındaki fotoğrafta eski sevgilinin yeni sevgilisini iki parmağının arasına kıstırıp büyütüyor ve bırakıyor ki küçülsün. Kimi, eski sevgiliyi kıstırıyor parmaklarının arasına. Saçlarında beyaz bir tel, bakışlarında bir sızı, dişlerinin arasında kendisinden kalan herhangi bir artık arıyor. Bulamazsa sövüyor. Oysa sıkıntı yüksek bir duygu olan aşkta değil, alçak bir varlık olan insanda. Çünkü insan kendi soramadığı soruyu “o iyi mi?” diyerek hep bir başkasına soruyor. Ben Esila. Ben de öyle yaptım. Özür dilerim işim, gücüm, kudretim ve hevesim. Özür dilerim sokaklar, kafeler, barlar ve kahkahalar. Özür dilerim sağlığım, özür dilerim dipleri çıkmış, boyası akmış, uçları kırık saçlarım. Makyaj malzemelerim, mis kokulu parfümlerim, güzel giysilerim, özür dilerim. Özür dilerim İstiklâl. Özür dilerim Hisar. Özür dilerim Kaş. Almadığım kaşlarım, kuruttuğum kirpiklerim, törpülemediğim tırnaklarım, özür dilerim. Hayallerim, sizden özür dilerim; sizi fazla yormuşum. Masalım, senden özür dilerim, seni kısa tutmuşum. Ve aşk, senden özür dilerim! Yalanla gerçeği birbirinden ayırmadan, kendimi bir şey sanmış da kalkıp sana soyunmuşum!

Benzer Kitaplar