Quasimodo, üçüncü kez tekrarladı güçlükle soluyorak: - Su, diye inledi. Quasimodo’nun tek gözü kıvılcımlandı. Gelen, önceki gece kaçırmaya çalıştığı çingene kızıydı. Kızın da öç almaya, diğerleri gibi ona bir tekme vurmaya geldiğinden emindi. Gözünde çakan şimşek yıldırım yağdırabilseydi, çingene kızı sahanlığa ulaşamadan un ufak olurdu. Genç hiçbir şey söylemeden Quasimodo’ya yaklaştı. Kemerine bağlı bir tulumun ipini çözerek yavaşça zavallının kurumuş dudaklarına yaklaştırdı. O zamana kadar kupkuru ve alev alev yanan o tek gözün içinden, büyük bir damla yaş çıktı ve bu biçimsiz, çirkin ve uzun süre umutsuzlukla gerilmiş yüzden aşağı kaydı. Bu belki de bahtsız Quasimodo’nun döktüğü ilk gözyaşıydı. Çingene kız gülümseyerek tulumun ağzını Quasimodo’nun dişlek ağzına dayadı. Susuzluktan yanan Quasimodo suyu büyük yudumlarla içti. Zavallı kambur bitirdiğinde, simsiyah dudaklarını hiç şüphesiz kendisine yardıma gelen o güzel eli öpmek için uzattı.