Coğrafyamız ne kadar geniş olursa gönlümüz, muhabbetimiz ve ufkumuz da o kadar geniş olur! Haluk Dursun’un gezi notlarında oluşan bu eser, Nil’den Tuna’ya kadar günümüzde yaşayan halklar üzerinden Osmanlı imajına yeniden bakmamızı sağlıyor. Osmanlı’nın boşluğunu kimin doldurduğunu, yakıp yıkılanları ama her şeye rağmen geride kalanları okuyacaksınız… Bir anıt çınarından şirin ve minnacık kitâbeli çeşmesine, tuğralı taş köprüsünden “ya Hâfız”lı konağına, türbesine, mektebine, tekkesine kadar Osmanlı mirasına rastlayacaksınız... “Bu kitabımın ismini koyarken Nil ve Tuna’yı seçtim. Nil nehri alsın bizi Afrika’nın derinliklerine kadar götürsün, oradan Kuzey Afrika’ya getirip Akdeniz’de dinlendirsin diye. Karşısına Tuna’yı kondurdum. Avrupa’nın Alaman Dağları’ndan kopsun gelsin, bütün Balkanları geride bırakarak Karadeniz’e, oradan Boğaziçi yoluyla Akdeniz sularında Nil’e kavuşsun diye.”