Duygusal bir şairliğe katılan çocuksuluk, saflık, sevecenlikle yoğrulmuş öykülerle buluşuyoruz Niko'nun Şapkası'nda. Raşit Kara'nın hüzünlendiren, gözlemleriyle sunulan öykülerde, öyküden kovulan insani duyarlılıkların yeniden canlanıp nanik yaptığını görüyoruz. Onun öyküleştirdiği yaşam kesitlerinde müthiş bir insani yoğunluk var. Doğa aşkıyla bütünleşen bir insanlık sevdasıyla buluşturan öykülerde güllerden, reçellerden, vapurlardan, martılara, kedilere uzanırken insanı insan kılan sevgiler, aşklar, dostluklar çıkıyor karşımıza. Bu karşılaşma derinden derine sızlatan nostaljiyle sarıyor insanı. Büyükada'dan Heybeli'ye, Burgaz'dan Kınalı'ya Adalar ve Adalılar'la, sonra onların yaşamlarının kesiştiği Hayyam'la iç içe bir çevre duyarlığıyla sıradan insanların küçük yaşamlarını okuyoruz Niko'nun Şapkası'nda. Hayvan sevgisinden mezarlıkların verdiği hüzne, yaşamı algılamanın getirdiği bilinçlenmeden Adalar'a gönderilen selamlarla dolu öykülerle karşımıza çıkan insan manzaraları yürek burkan gerçekliğiyle sarsıyor insanı.