Güzelliğini tüm cömertliğiyle sergileyen; sisin buğusu dağılmış olduğu halde tüller arkasında dans eden, yarı çıplak bir kadın bedeni gibi kıpırdanıyordu deniz karşımda. Kıyıyla oynaşması ve rengi, Ege'den farklıydı. Cüretkâr bir mavilik değildi bu. Bazen yeşile ya da griye evrilen, iklime göre değişkendi. Ufukta ada, adacık, kara parçası uzantısı, girintili çıkıntılı bir kıyı şeridi arıyordu gözler. Ama yoktu. Alabildiğine deniz… Gökyüzü karardığında deniz de füme bir bulut gibi abanıyordu kentin, insanın üzerine.