Ben Nejat. Benim bir hikâyem yok, başkalarının hikâyelerindeki bir kahraman da değilim. Gizemli de değilim, benim karanlığım güneş doğana kadar. Farklı hiç değilim; farkındalıklarım var farklı zamanlarda karşılaştığım. Tanıdığım insanlar var, benden uzak ve hatta kendi dahi olamayan. Dokunmayı seviyorum, kendime ve insanlara dokunarak iz bırakmayı, bakıp tebessüm ettirebilecek türden. Ben, belediye otobüsünü uzun bir kuyruğun sonlarında sabırla bekleyen bir adamım. Güneşin batışını izlemek için tüm işini yarıda bırakan bir aşığım. Yeni öğrenen birinin bakışlarındaki merakla yeni insanları dinleyen bir talebeyim. Muhalif yönüyle karşısındakini kendine sorgulatan, şüpheye düşüren bir ukalayım. Eridikçe çoğalan bir mumum. Kalabalığın ortasında fark edilmeyen binlerce gölgeden biriyim. Hayatın ve dünyanın her türlü problemlerini çözmek adına formüllerde değer verilen denklemin x ya da y’siyim, senin de olduğun gibi. Hatta değerin ta kendisiyim. İsmin ya da cinsiyetin önemi yok; yerine Ali, Ayşe vs. de konulabilir. Yeter ki formülünü sen kendi değerlerinle kur. Tüm “Ben” yazdıklarımın yerine sen de kendi “Ben” ini koy; “Biz” likten ayrılmadan.