Asırlardır, belki dört beş asırdır, içine hapsedildiğimiz manevî bir zindan var... Asırlardır zindandayız! Neyin? Hangi halin zindanıdır bu?.. Bir türlü hakikate ulaşamamanın, dünyanın en şaşaalı oluşundan sonra, o oluşun aşkını kaybetmenin, birtakım hayallere kapılmanın, yapamamanın, edememenin, erişememenin, üstelik erişmekten alıkonulmanın muazzam zindanı... Evet, üç dört asırdır, en kuvvetli karakteriyle 150 senedir, en bariz ifadesiyle de 50 yıldır, kısaca ve topluca, Tanzimat’tan bugüne kadar bir manevî zindan içindeyiz. Sanki gözlerimizi çıkarmışlar, yerine, uydurma bir dünyanın çizgileri nakışlı, takma gözler takmışlar... Bu zindan açmanın, bu zindanın kapısını aralamanın tek çaresi; bize onu hediye eten, bir külah gibi giydiren sahte kahramanları anlatmaktır.

Benzer Kitaplar