''Kadın bakış açısı olmaksızın yaşamdaki gerçekliğin kavranması eksik kalır (...) Anlatıyı kurma aşamasında öykü kişilerini gerçeğe çok yakın bir zeminde sunmayı, sıradan kadınların günlük yaşamdaki yok sayılan, görmezden gelinen deneyimlerini -kadın kimliğinin yapıtaşlarını oluşturduğundan- görünür kılmayı önemsemiştim.'' diyor Tülin Tankut 1980'lerde, feminizmin Türkiye'de henüz yaygınlaşmadığı bir dönemde yazdığı bu öyküler için.