Bir kimse için dert olan şeyi, inandığı, güvendiği bir kimseye mesela, kendisini tedavi eden ruh hekimine söylerse, bütün şikayet ve dertlerini ortaya dökerse yavaş yavaş normal ruh hâline döner ve iyileşmiş olur. Bu tedavi şeklinde gerçek payı vardır. Dikkat edilecek olursa namazda bu tedâvi mekanizması kendiliğinden harekete geçirilmektedir. Tedavinin temel ilkesi, hastanın inandığı, güvendiği bir şahsa içini açması olduğuna göre namazda Rabbinin huzurunda el bağlayıp duran bir musalli haliyle içini Zat-ı Kibriyâ’ya açmakta, gizli aşikar her halinin Rahman ve Rahim olan Rabbi tarafından en gizli noktasına kadar bilindiğinin idrakine ermektedir.”