Yetkin eserlere imza atmış, alanlarında başarı kazanmış müzik ustalarının makalelerinden ya da kendileriyle yapılmış söyleşilerden bir kurgu ekseninden özenle derlenmiş bu kitap, sanattaki ezeli bir tartışmanın başlıca öğelerini yeniden gündeme getiriyor. Kitaptaki tartışmalar asıl olarak müzik alanında cereyan etmiş olsa da daha ilk satırlardan anlaşılacağı üzere, bu aslında sadece bir müzik kitabı değil. Sanat izleyicilerinin ve sanatçıların, daha önce başka vesilelerle ama 90’lı yılların başından bu yana da postmodernizm dolayımında karşı karşıya kaldıkları, her gün bir sanat dalının ölüm ilanıyla birlikte verilen sanatta paradigma değişikliği haberlerinin ne anlama geldiğini tarihsel içeriğiyle birlikte görmeyi kolaylaştıracak bir rehber kitap olarak da okunabilir. Makalelerin seçildiği 40’lı yıllar sanatın bugün geldiği noktaya ilişkin öngörülerle doludur. Sanatı değersizleştiren, onu renkler, sesler ve matematik formüller topluluğuna indirgeyen, sanat izleyicisi ile sanat eseri arasına aşılmaz mesafeler koyan, halkların sanat eserlerini anlayamayacağı düşüncesini durmaksızın yeniden körükleyen, yaşadığı çağda anlaşılamayan sanatçı mitini bir dogma haline getiren bir sanat anlayışına karşı verilen mücadelenin en canlı biçimde sürdüğü yıllardır bu yıllar. Biçim ve içerik birliğini savunan gerçekçi sanat anlayışıyla sanatı forma indirgeyen sanat görüşü arasındaki ezeli bir kavgadır bu aslında.