Şeriatî, içinde yaşadığı dönemin insanıydı. O, zamanın ruh halini, şartlarını, soruları, sorunlarını, acılarını ve anlaşılabilir çözümlerini yansıtıyordu. Söylemenin ve siyasi-dini çözümlerinin bugüne uygunluk derecesi, insanların maddi ve zihni şartlarını değiştirme derecesine, onları yöneten kurumlara ve uluslararası güç dengelerine bağlıdır. Şeriatî’nin metodolojisi, onun söyleminde çok önemli bir rol oynamıştır. Maniheistlerin felsefi geleneği içerisinde Şeriaî, tüm konuları tahlil ettiği ikili bir görüşe sahipti. Yaratıcı ile şeriatî’nin modelleri dışındaki tüm kavram, nesne, sözcük ve olgular çatallı ve zıt bir varoluşa sahiptirler. Bu kötü ve şeytani görünüm, birlikte varolan iyi ve ilahinin karşısına çıkıp meydan okuyordu. Şeriatî, doğuştan bir diyalektikçi idi. Onun, birey, toplum, devlet, ekonomi, tarih, din ve özellikle de Şiilikteki ikiliği tahlili metodolojik tatbikinin bir sonucudur.