Müslümanlarla Yahudilerin İspanya’dan kovulmasından beş yüz yıl sonra, Avrupa yine bir İslâm toprağı haline gelmektedir. Yeni bir binyılın başında -küreselleşmenin damgasını vurduğu bir çağda- Avrupa, özellikle de Müslüman Avrupa ya da Avro-İslâm, Avrupa, Orta Doğu ve Amerika’dan seçkin bilginleri, Avrupa’da yaşayan Müslüman halklara ve Avrupa’nın bugün İslam’ı çerçevelendirmekteki rolüne ilişkin dinamik bir tartışmada bir araya getirmektedir. Kitap çok önemli bazı sorular sormaktadır: İslâm vatandaşlık hususunda özel bir durum mu ortaya koymaktadır? Avrupa’daki Müslümanlar için izlenmesi gereken model asimilasyon ya da çokkültürlülük müdür? İslâm kimliğin belirlenmesinde bir kuvvet olarak ne kadar güçlüdür? Ve İslâm -Avrupa’daki yüzlerce yıllık varlığından sonra- niçin bir Avrupa dini olarak görülmemektedir? Kültürel kimlik, ulus ve milliyetçilik politikaları ve dinî kanaatlerin çatallı kesişim noktalarında gezen bu kitap, hem Avrupa’nın hem de İslâm’ın çok yönlü doğalarını ortaya koyan, paha biçilmez bir derlemedir.