Demokratik siyaset genel anlamda devletin keyfiliğine karşı insan haklarını kurumsal güvencelere bağlama arayışıyla ilgilidir. Oysa, Türkiye’de, siyaset, daha ziyade, devletin nimetlerinde pay kapma ve devleti topluma karşı savunma olarak uygulanagelmiştir. Bu çerçevede, Türkiye’de gerçek anlamda siyaset yapan siyasi lder sayısı son derece azdır. Üstelik, üzücü bir şekilde, halk bu siyasileri kolayca unutabilmiştir. Bu genel unutkanlıktan en çok nasibini alan siyasi liderlerin başında, Türkiye’nin tek partili bir rejimden demokratik sisteme geçişinde en büyük pay sahiplerinden biri olan Adnan Menderes gelmektedir. 14 Mayıs 1950 seçimleriyle Türkiye'de ilk kez, yerleşik siyaset anlayışına karşı sivil özgürlükleri savunan bir siyaset anlayışı iktidara gelmiştir. Bu kitap, 14 Mayıs seçimlerine gidiş sürecini, bu sürecin baş mimarı olan Adnan Menderes'in fikirlerini ve hayatını merkeze alarak ve daha önce kullanılmayan bazı belgelere dayanarak anlatmaktadır. Bu kitap, 14 Mayıs seçimlerine gidiş sürecini, bu sürecin baş mimarı olan Adnan Menderes’in fikirlerini ve hayatını merkeze alarak ve daha önce kullanılmayan bazı belgelere dayanarak anlatmaktadır.