Haritada adı bilinmeyen, yeri görünmeyen, dünyanın en ücra köşesindeki ıssız bir adada parmak kadar küçük, kibrit çöpü kadar ince, bir dal kadar zayıf esrarengiz bir bebek dünyaya geldi. İnanca göre, 212 gr ve 24 cm doğan bu mucize çocuğu benzerlerinden ayıran bir güç vardı: tekmeleri, yani ayakları. Bebek, anne karnında ayağının ucuna ne gelirse vurmuş, gebelik kesesini yırtarcasına bir piston gibi tekmeleyip durmuştu. Çocuğun dünyaya bir an önce gelmek için gösterdiği bu sabırsız doğası, kuvvetli bir isteğin ve iradenin alametiydi ve tesadüf olamazdı. Bu “Mucize Ayaklar” sıra dışı, sanatsal bir yeteneğin mi habercisiydi? *** Bu kitapta azmin, umudun, inancın, gayret ve arzunun ortaya çıkardığı mucizeye tanık olacaksınız. Kahramanımızın büyüleyici, inanılmaz ve şaşırtıcı yolculuğuna eşlik etmeye hazır mısınız?