“Fevkalade iyi giyinmişler, disiplinli bir fiziki görüntüleri var. Konuşmaları son derece disipline edilmiş, birbirlerine söz hakkı veriyorlar. Ama fasılasız olarak bize beynelmilel Yahudi emperyalizmini anlatıyorlar. İşte millet düşmanları kimlerdir falan… Biz çok etkilendik. Zaten ideolojik olarak da derli toplu bir ideolojik endoktrinasyona tabi olmamıştık. Aradığımızı bulmanın sevinci oldu içimizde.” Türkiye sağının belki ülkücüler ve islâmcılar kadar “meşhur” olmayan fakat çok etkili olmuş, biraz da “gizemli” bir hareketinin portresini çizen bir kitap “Mücadeleciler”. 1964-1980 döneminde Mücadele Birliği derneğinde örgütlenen, Yeniden Milli Mücadele dergisini ve Bayrak gazetesini çıkartan “Mücadeleciler”, milliyetçi-muhafazakâr cenahta kendilerine bir yer açtılar. Anti-komünizm, Siyonizm, Batı’ya karşı müteyakkız ve beka kaygısıyla hassaslaşmış bir milliyetçilik, “yabancılaşmış” aydın meselesi gibi dönemin sağının temel davalarını, İlmî Sağ” doktriniyle kapsama iddiasındaydılar. Bu hareketin asıl kendine özgü yanı, “teşkilatlı üstün zümre” yetiştirmeyi hedefleyen bir dar kadro hareketi olmasıdır. Emellerini, “devleti devletin öz evlatlarının yönetmesi” diye ifade ediyorlardı. Nitekim Adalet Partisi’nden Adalet ve Kalkınma Partisi’ne, etkili mevkilere gelen kadrolar çıktı “Mücadeleciler”den.