Bu kitaba alınan on yedi öykünün on ikisi Türk edebiyatından, beşi de Dünya edebiyatından seçildi. Kitaba adın veren Motorize Köleler , Bekir Yıldız’ın bir öyküsü. Kendisi de işçi olan yazarın Almanya’da yaşadıklarını anlattığı öykülerden olan Motorize Köleler , emek-sermaye çelişkisinin açıklıkla ortaya konulduğu öykülerin başında gelir. Uluslararası sermayenin çalıştırdığı kişinin yalnız emeğini sömürmekle kalmayıp insani değrelerini de yok ederek onları köleleştirmesindeki acımazlık ortaya konur. Motorize Köleler den neredeyse yarım yüzyıl önce yazılmış olan, Sait Faik’in Kazlıçeşme’deki deri işçilerini anlatan İnsanlığın Haline Doğru öyküsü, sömürü ve sermayenin ulusu olmadığını, değişmediğini, yüzyıllardır aynı biçimde sürdüğünü, sürdürüldüğünü gösterir. Kitapta ayrıca toplumcu gerçekçiliğin babası Maksim Gorki’nin İtalyan emekçileri ve halkını anlattığı bir öyküsüyle Amerikan toplumcu gerçekçi yazarlarından Jack London’un işçilerin, emekçilerin yaşam ve çalışma serüvenlerini anlatan Dönek adlı öyküsü yer alıyor. Kitap, işçinin, köylünün, emekçinin köleliğe direnmek için başvurduğu bir silah olan grev olayıyla bitiyor. Ama Orhan Kemal’in Grev adlı öyküsünde durum hiç de öyle görünmüyor. Çünkü sömürü düzeni, işçinin, emekçinin doğal haklarını kullanmasını zora başvurarak engelliyor. Öyküde, üretimiyle yaşamın ve uygarlığın yaratıcısı olan emekçinin haklı isteklerine karşı sömürü düzeninin bu tavrı, haksızlık diye yararlanarak acı gerçek bir kez daha ortaya konuyor. Bu durum karşısında emekçiler, ölümleri pahasına da olsa, kendilerini ezdirmemek için direnmeyi sürdürecektir. Üretimleriyle yarattıkları yaşam ve uygarlığı eşitçe bölüşebilmek için.