Dedektif kelimesinin genel kullanıma girmesinden çok önce yazılmış üç dedektif hikâyesidir Morgue Sokağı Cinayetleri. Ölüm ve cinayet konularını defalarca işlemiş olan Poe, bu hikâyesinde sağlam bir kurgu etrafında, tıpkı bir satranç oyununda birbirini takip eden güçlü bir akılyürütmeyle öykülerini kaleme alır ve bu niteliğiyle kendisinden sonra gelecek tüm dedektif öykü yazarlarına ilham verir. “Morgue Sokağı Cinayetleri’nin kahramanı Dupin, Arthur ConanDoyle’unSherlockHolmes’ü ve Agatha Christie’ninHerculePoirot’su gibi birçok hayalî dedektif için ilk örnek olmuştur. Bu öykü türü, genel gizem öykülerinden farklıdır çünkü sırrı çözmeye yönelik analiz sürecine odaklanır… Öykü, Paris’teki hayalî bir sokak olan RueMorgue’da yaşayan MadameL’Espanaye ve kızının kafa karıştırıcı biçimde öldürülmelerini anlatır. Gazete haberlerine göre annenin boynu neredeyse tamamen kesilmiş ve başı gövdesine ufak bir deri parçasıyla bağlı kalmıştır. Kız ise önce boğulmuş, ardından şöminenin baca boşluğuna sıkıştırılmıştır. Cinayet, dördüncü katta bulunan, dışarıdan girişin mümkün olmadığı ve içeriden kilitlenmiş bir odada gerçekleşmiştir. Cinayeti duyan komşuların ifadeleri birbiriyle çelişir çünkü her biri katilin farklı bir dilde konuştuğunu söylemektedir. Katilin konuşmaları belirsizdir ve tanıklar aslında hangi dil olduğunu net olarak anlamadıklarını itiraf ederler.”