Hapishane Defterleri’nin belli bir iç tutarlılık ve bütünlüğe sahip bölümünü oluşturan Modern Prens’te Gramsci, Marksizmi bir praksis felsefesi olarak geliştirmek açısından politik örgütlenmeye verdiği önem kapsamında, siyasal parti sorununa yaklaşır. Çok değerli bulduğu Machiavelli’nin Prens’inden esinle, devrimci partinin iktidar yolunda nasıl bir politik liderlik, strateji ve taktik geliştirmesi gerektiği üzerinde durur. Machiavelli’nin başarılı bir prensin ne gibi özelliklere sahip olması gerektiğini serimlemesi gibi, Gramsci de devrimci partinin taşıması gereken özellikleri tartışır; Avrupa ve özellikle İtalya örneğinde devletin yapısı ve işleyişine ilişkin bugün de geçerliğini yitirmeyen çözümlemeler yapar, açıklayıcı gücü yüksek bir kavramsal düzenek oluşturur. Ancak Modern Prens Gramsci’nin modern dönemdeki politik partiler için kullandığı bir terim değildir salt, aynı zamanda Marksist gelenek içerisinde Leninist çığır diye adlandırılabilecek hareketin devam etmesi için gerek duyulan türden bir siyasal örgütlenişin somut biçimde önerilişidir de. Bu nedenledir ki Gramsci’yi politik iktidar perspektifi ile örgütlenme biçimlerine kafa yoran bir düşünür olmaktan çıkarıp muğlak bir kültür eleştirisi alanına hapsetmek yanlış olur. Modern Prens bu yönleriyle okunmayı ve tartışılmayı hak eden bir kitap...