... Kitabın yazarı, toplumları, bilhassa elit tabakayı teşkil eden aydınları bu mantık türleriyle karakterize etmektedir. Her şeyi, tabiattakinin aksine, ya var-ya yok, ya siyah-ya beyaz, ya iyi-ya kötü gibi kategorize eden, herkesin de böyle olmasını isteyen, bunun için zora başvuran, dayatan aydın yöneticilerin hakim olduğu toplumların, ilerliğin sadece sözünü eden, hiç iş yapmayan-yapmış gibi gösterip sürekli ödül alan, hep isteyen-hiç vermeyen, olduğu yerde saydığı halde hep çağdaşlıktan söz eden ama bir türlü onu gerçekleştiremeyen toplumlar olduğunu... bu durumdan çıkabilmek için, hür düşünceli olmak, başka düşüncelere de hak tanımak... siyah ile beyaz arasında sayılamayacak kadar başka renklerin de bulunduğunu kabul etmek... zordan-dayatmadan vazgeçmek gerektiğini vurgulamaktadır. Mantığı, biner sene ara ile, iki defa yenileyen iki büyük Türk ilim adamının çocukları olarak... bu kitabı, araştırmacılar başta olmak üzere, asker-sivil, resmi-özel bütün yönetici, amir, patron kişilerin defalarca okuyup hazmetmesi gerekir. Bugünkü bataktan, ancak bunu hazmetmiş aydınların mantıklı hür düşüncesi ve ona dayalı eylemleriyle kurtuluş mümkün olabilir.