Bu kitapta, sanal üniversite derslerinden oluşan iki metin biraraya getiriliyor. Metinlerden ilki bilinçli çizim, ikincisi de yaratıcı çizim üzerine. Kitabın amacı, Rönesans İtalyası’ndaki 15. yüzyıl stüdyoları (perspectiva naturalis’in yerine perspectiva artificialis’in geçtiği dönem) ile 16. yüzyılda akademilerin kurulduğu (desinatörün zanaatkâr olmaktan çıkarak öğretmen haline geldiği dönem) zaman dilimleri arasındaki uzun yıllara göndermelerde bulunarak, mimari çizimin en derindeki anlamını bilimsel kodlarına geri döndürmektir. Kitap boyunca insanlığın bütünlüklü tarihinin içinden geçiyoruz. Aralarında bağ olmadığı sanılan önemli insanların hangi kaygılarla birbirlerine bağlandığını görüyoruz: Michelangelo Buonarroti ve Albert Einstein, Andrea Palladio ve Louis Armstrong, Giacomo Leopardi ve Robert Venturi. Hepsi de bize bildiğimiz üç boyut, yani genişlik, yükseklik ve derinliğin yetersiz kaldığını, bunlara iki boyutun daha, tarihin ve kültürün de eklenmesi gerektiğini söylüyor. Mimarlar işte bunun için hâlâ çiziyor.