Mies’in ilk Amerikan gökdelenlerinin yapımının üzerinden yarım yüzyılı aşkın süre geçtikten sonra da bu alanda köklü bir değişiklik gerçekleştirmiş değil. Onun, gökdelenin aşılması olanaksız arketipal kurgusunu yaptığı düşünülebilir. Yine onun eliyle gökdelen kendisini vareden koşulların en dolaysız dışavurumu olarak tanım kazanmıştır. Bu nedenle, o koşullar sürüp gittiği için, dünya metropolleri Mies prizmalarıyla dolmaya devam ediyor. Üstelik, hala o yılların temel planlama ve biçimlendirme kuralları geçerli. Bu süre boyunca değişense, yalnızca kimi üslupsal tercihlerden ibaret. Sayısız muhalifi, mimarisini ve kentsel sonuçlarını lanetle ana pek çok karşıtı bulunan bir mimarın bu da ironik intikamı olsa gerek.